Kuva-i Milliye İttifağı Tanıtım Sayfası

30 Ocak 2009 Cuma

Düşman kalesi ağır bir kuşatmayla uyanıyordu. Gündüz Mancınıkların surlarda açtığı gedikler gece kalede esir Kuva-i Milliye askerlerine tamir ettiriliyor ve kale bir türlü düşmüyordu. Kalede su ve erzak sıkıntısı vardı, ve sadece savaşçılardan ibaret değil kadınlar çocuklar ve yaralılar. derken salgın hastalık baş göstermeye başlamıştı. 
Kuva-i Milliye cephesinde de durum o kadar iç acıcı değildi.. Savaşçıları yorulmuş kuşatma uzamış vaat edilen yardım gelmemişti. Başkaldırmalar Albay Gebertiji tarafından şiddetle bastırılmış ve en sevdiği komutanı Kurmay Binbaşı Kasırga bu iç karışıklıkta aldığı yaralarla hayatını kaybetmişti. Kuva-i Milliye mızrakçılarının alevli mızrakları ıslık çalarak surlardan akarken ya bir kalkanı parçalıyordu yada bir Düşman askerinin göğsünde sönüyordu. Kızgın yağlar surlara merdiven dayamış Kuva-i Milliye askerlerinin başına boca ediliyor, dev taşlar surlara geçit vermiyordu. Düşman kalesine gelecek olan büyük yardım Binbaşı SlaveMaster tarafından yağmalanmıştı. Kuva-i Milliye süvarilerinin atları sabırsızlıkla taaruz anını beklerken Baltacıların ve Kılıç Ustalarının Büyük Zaferler Kazanmış Komutanı Kurmay Yüzbaşı Stunt son kez askerlerini denetliyordu. 

Kuva-i Milliyenin göz nuru casuslarının yetişmesinde büyük emekleri olan Kıdemli Albay ORuMCeK Son Casus Raporlarını Almıştı. 

Düşman Kalesinde esirlerden sözü geçen Zeta pek konuşmaz ama genelde onun dediği yapılırdı. Arkadaşlarını etrafına topladı. Gök gürlemesine benzeyen gür sesiyle “kardeşlerim, gündüz surlarda açılan gedikleri akşamları biz onarıyoruz, kendi arkadaşlarımızın açtığı gedikleri kapatıyoruz, bu durum kanıma dokunuyor.” 
Derin bir sessizlik oldu çaresizlik ilmik ilmik boğazlarına düğümlendi, her biri esir olmanın acısını çekiyordu, bin defa ölmeyi arzu ettiler. 
Ve bir taaruz anında başkaldırıp kaleyi içten yıkacaklardı. Planlar kuruldu. 

Şafak vakti ağarırken mancınıklar surları dövmeye başlamış, merdivenler ardı arkasına devriliyor yerine yenisi geliyordu. Ve bir anda kalenin doğu tarafından büyük bir gürültü duyuldu, kalede esir Kuva-i Milliye askerleri surların altına büyük bir gedik açmıştı. 

Binbaşı Akrea Hafif Atlı Taburunun Başında Mağrurla Bakıyordu Düşman Kalesine 

Ağır Atlı Süvari Birliği Komutanı TuğGeneraL MafiaKing kılıcını çekti gür sesi meydanı inletmişti 
Arslanlarım İleriii…! 
Ağır Atlı Süvariler dört nala Düşman kalesine at sürerken sanki gökyüzünden iniyor gibiydiler. Teğmen Schrodinger Büyük Bir Çoşkuyla Saldırıyordu Düşman Üzerine.. Yıkılan duvarın altında esir Kuva-i Milliye askerleri son nefeslerini vermiş ama hepsinin yüzünde onur ve güç vardı. 

Düşman kalesinde akşama doğru Türk Bayrakları ve Kuva-i Milliye Sancağı dalgalanmaya başlamıştı.

0 yorum:

Yorum Gönder